Bize Ulaşın
viachristushizmetleri@gmail.com

Para Sevgisi

Yaşamımızda ilk sırayı ne alıyor? Tanrı mı, para mı? İkisine birden hizmet edemeyiz. İsa bize şöyle öğretmiştir: “Siz öncelikle O’nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar (yaşam ihtiyaçları) da verilecektir. İsa parayı seven adamın, “göklerde hazineler biriktirmek” yerine “dünyada hazine biriktirdiğini” öğretmiştir. İsa şöyle eklemiştir: “Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacatır. Yaşayışınız para sevgisinden uzak olsun. Sahip olduklarınızla yetinin. Çünkü Tanrı şöyle dedi: ‘Seni asla terk etmeyeceğim, seni asla yüzüstü bırakmayacağım.'”
Dr. Gene A. Getz

Afrika’da Rab’bin işçisi olarak hizmet eden bir doktorla, aynı kampta bir hafta geçirme ayrıcalığına sahip olmuştum. Bu bir haftalık kurs süresinde üzücü bir hikaye anlattı. Rab’be doktorluk mesleğini kullanarak hizmet etmesi için ona bu fikri veren adam hakkında paylaştı. Bu adam da bir doktordu. O da Afrika’daki aynı hastaneye gitmeyi planlıyordu. Ama fikrini değiştirip Amerika’da kaldı. Büyük bir poliklinik açarak çok başarılı oldu. Dünyanın bakış açısından bakarsak, her şeye sahipti. Ama bir şeyler ters gitti. Üç başarısız evlilikten sonra, genç yaşta intihar etti.

 

Tersine, ünü ve zenginliği (dünya gözünde) arkasında bırakıp Afrika’daki o hastanede her hafta yüzlerce kişiyi tedavi eden doktor birçok hastanın İsa’yı Rab ve Kurtarıcı olarak kabul ettiğini görüyor.

 

Bu hikaye yoksulluğu övmüyor ya da tıp fakültesini bitirip Rab’bin işçisi olarak çalışmayan Hristiyan doktorları azarlamıyor. Ama para sevgisinin ve paranın satın alabileceklerinin kendi başına insanı mutlu etmediğini gösteriyor. Tersine acılara ve trajedilere yol açabileceğinin iyi bir örneği.

 

Pavlus Timoteos’a yazdığı ilk mektubunda bu konuda sert bir uyarıda bulunmuştur:

 

“Zengin olmak isteyenler ayartılıp tuzağa düşerler, insanı çöküşe ve yıkıma götüren birçok saçma ve zararlı arzulara kapılırlar. Çünkü her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir. Kimileri zengin olma hevesiyle imandan saptılar, kendi kendilerine çok acı çektirdiler.”
Dr. Gene A. Getz