Bize Ulaşın
viachristushizmetleri@gmail.com

İnsan Doğası

Beden alan Mesih insan doğasının Tanrı’ya güzel gözükmesini sağlarken ilahi doğanın da insana güzel gözükmesini sağlar. Pak olan Tanrı’ya bakmaktan korkulur, onu görmek demek ölmek demektir; ama beden alan Mesih ilahi doğayı bizim için daha yumuşak huylu ve hoş yapar. Mesih’in insan doğası sayesinde Tanrı’ya bakmaktan korkmamıza gerek yok. Koyun kürkü giymek, koyuna daha hoş görünmek çobanlar arasında eski bir gelenektir; bu nedenle Mesih beden aldı, öyle ki ilahi doğa bize daha hoş görünsün. Mesih’in insan doğası bir camdır, bize sunulan Tanrı’nın sevgisini ve bilgeliğini ve yüceliğini içerisinden net bir şekilde görebiliriz.
Thomas Watson

İnsanların doğaları kötü ve sapkındır, bu nedenle, Tanrı onları dürttüğünde, kötü ve sapkın edimlerde bulunurlar. Birinin, yalnızca iki üç bacağı sağlıklı bir ata bindiğini düşün. Adamın gidişi atın nasıl olduğuna bağlıdır. At kötü yürür, ama binici ne yapabilir ki? Bindiği bu ata, sağlıklı atlar eşlik eder; öbür atlar sağlıklı yürüseler bile, bindiği at iyileşinceye kadar kötü yürümek zorundadır.

 

Görüyorsun, Tanrı kötü insanlarla iş yaptığında, kötü şeyler olmaktadır. Ama Tanrı’nın kendisi, kötü olanı yapmamaktadır. Tanrı, egemendir. Tanrısız insanı Tanrı yaratmıştır ve Tanrı’nın denetimindedir. Tanrı, insan kötü olduğu için egemenliğini askıya almaz. Tanrısız insan durumunu değiştiremez. Sonuçta, günah işlememek ve sürekli yoldan çıkmak, Kutsal Ruh düzeltmedikçe ve düzeltinceye kadar insanın elinde değildir.
Martin Luther

Son olarak, bütünüyle insan olmasaydı, kendisinin açıkça yaşamış olduğu gibi, bizim zorluklarımızla ve denenmelerimizle özdeşlik kuramazdı. Theodoros’a göre, bütün bunlar güçlü bir şekilde Tanrıinsan veya Sözinsan hristolojisini kanıtlıyordu:

 

O [Mesih] ne sadece Tanrı ne de sadece insandır, doğası gereği gerçekten ikisidir, yani hem Tanrı hem de insandır: Hem üstlenen Söz olan Tanrı hem de üstlenilen insandır. Üstlenenle üstlenilen aynı değildir; ne de üstlenilen üstlenenle aynıdır. Fakat üstlenen Tanrı, üstlenilen bir insandır. Üstlenen bunu doğası gereği yapmış olan, Baba Tanrı’nın doğasıdır. Diğer yandan, üstlenilen doğası gereği, Davut ve İbrahim’in doğasındandır, onların oğlu ve onlardan gelen tohumdur. İşte bu sebepten dolayı hem Rab hem de Davut’un Oğlu’dur: Doğasından dolayı Davut’un Oğlu’dur ve almış olduğu yücelikten dolayı Rab’dir. Ve O’nu üstlenmiş doğa sebebiyle, atası Davut’tan daha üstündür.
Roger E. Olson

Ancak besbelli ki Eutykes’in öğrettiği bu değildi. İsa Mesih’in Meryem’in rahmine düştüğü andaki halinin, tanrısal doğasının insan doğasına üstün gelerek yutacak şekilde iki doğanın birbiriyle karışıp kaynaşarak insanlık ve tanrılığın melezi -tek tanrısal insan doğası- olduğunu öğrettiği anlaşılıyordu. Eleştirmenler, “bu doğruysa, nasıl bizim gerçek arabulucumuz olabilir?” diye soruyorlardı. Adem’in günaha düşüş sürecini nasıl tersine çevirebilir ve İrenaeus’un zarifçe ifade ettiği gibi insan soyunu nasıl yeniden evrimleştirebilirdi? O’nun çarmıh üzerindeki ölümü insanlığı nasıl temsil edebilirdi? Eutykes’in öğretişi geniş çapta yayılır yayılmaz bu soteriyolojik sorular dört bir yandan belirmeye başlamıştı.
Roger E. Olson