Evvela, acı gerçek şu ki herhangi bir dine sahip olmak isteyen çok az genç var. Bu dediğim, kişilerle ilgili değil herkesle ilgili. Kibirli veya alçakgönüllü, zengin veya fakir, yumuşak huylu veya basit, okumuş veya okumamış, köylü veya kasabalı farketmez. Ne kadar az gencin Kutsal Ruh tarafından yönlendirildiğini, ne kadar azının yaşama götüren o dar yolda olduğunu, ne kadar azının yüreklerini göksel şeylere koyduğunu, ne kadar azının çarmıhını alıp Mesih’i takip ettiğini gözlemledikçe kaygılanıyorum. Bunu üzülerek söylüyorum ama inanıyorum ki Tanrı’nın gözünde bu söylediklerim gerçek.
John Charles Ryle
İsa’nın çarmıhtaki ölümü, Tanrı’nın günaha karşı olan laneti yüzündendi. Kutsal Kitap şöyle söylemektedir, “Ağaç üzerine asılan herkes lanetlidir.” (Galatyalılar 3:13) Orada İsa’nın çarmıha gerilişini sevinçle ve büyük bir keyifle izleyenler vardı. O’ndan tamamen nefret etmek üzere yetiştirilmişlerdi. Fakat, neticede, İsa’yı çarmıha onlar göndermedi. O’nu çarmıha gönderen Baba Tanrı’ydı. Bu nedenle, İsa çarmıha gerilmiş durumda şöyle haykırmaya başladı, “Tanrım, Tanrım, beni niye terk ettin?” (Matta 27:46)
O, Tanrı’nın cezasına katlanabilen Tanrı Oğlu’ydu ve insanların günahının bedelini ödeyen insandı.
O’na inandığımız zaman O’nun bizim yerimize ölmüş olduğuna da inanmış oluruz. Kutsal Kitap şu şekilde vaat eder, “Tanrı dünyayı öyle sevdi ki biricik Oğlu’nu verdi, öyle ki O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın ancak sonsuz yaşama kavuşsun.” (Yuhanna 3:16)
Allen Vander Pol
Beni yanlış anlamayın: İsa çarmıhtan aşağı inip Kendini kurtarabilirdi. O’nu orada tutan şey çiviler değildi. O’nu orada tutan şey O’nu oraya koyan şeydi; Baba’sının isteğini yerine getirme tutkusu ve sizin ve benim gibi günahkarlara olan sevgisi.
C. J. Mahaney
Bu karanlık günün olayları içerisinde kendinizi en çok kiminle özdeşleştiriyorsunuz?
Ben en çok, “O’nu çarmıha gerin!” diyen kızgın kalabalıkla kendimi özdeşleştiriyorum. Hepimiz böyle düşünmeliyiz. Çünkü Tanrı’nın lütfu olmasaydı hepimiz kendimizi bu durumda bulurduk ve aksini düşünürsek kendimizi aldatırız. Kutsal ve masum olan Tanrı Kuzusu’na tam bir düşmanlık ve kinle haykıran kalabalığın yanında kendinizi görmedikçe günahınızın doğasını ve derinliğini ya da çarmıhın gerekliliğini gerçekten anlayamazsınız.
C. J. Mahaney