Bize Ulaşın
viachristushizmetleri@gmail.com

GELECEĞİ HATIRLAMAK

Kimse çocuk yetiştirmenin kolay olacağını söylemedi. Eşim ve ben bunu bazı haftalar diğerlerine göre daha sık hatırlıyoruz. En büyüğü altı yaşında olan üç çocukla beraber evimiz kesinlikle çılgınca bir yer olabiliyor.

Bu sabah, biraz ayrıldıktan sonra yemek masasına geri döndüm. Bakın, neredeyse dört yaşına basan oğlumuzun arkasında bıraktığı yarım yenmiş, vıcık vıcık bir kase vardı. Genelde gereğinden fazla yemek yiyor gibi dursa da onu yeterince besleyemiyoruz. Fakat bazen, belirli bir şey yemek istediği konusunda ısrar ediyor ve neredeyse istediği şeyi hiç bitirmiyor. Ve bizde ona şunu soruyoruz “Gerçekten yemek istemiyorsan niye bunu istedin?”

Sonra babasının unutkanlığını almış altı yaşında bir kız çocuğum var. Sık sık sabahları, “Gözlüklerimi bulamıyorum” diye bağırdığını duyuyoruz çünkü tekrar onları olması gerektiği gibi dolabının üzerine koymamış. Küçükken de oyuncağı Froggy’i yatağına koymadığı zaman “Froggy’i bulamıyorum” diye bağırırdı. Ona da “Eşyalarını aynı yerine geri koyarsan onları kaybetmezsin” diyoruz.

Geçen gece yirmi aylık bebeğimize, diş fırçasını köpeğimizin dişini fırçalamak için kullanamayacağını söyledim. Bu gece olmasa bile bir gün tekrar oğlumuza, kız kardeşinin elinden kitabını ya da oyuncağını almamasını söyleyeceğim. Başka bir gün eşim muhtemelen en büyük çocuğumuza onunla “bu şekilde” konuşmaması gerektiğini hatırlatmak zorunda kalacak. En küçük çocuğumuza “Hayır!” dememiz gerekecek ve buna rağmen yasakladığımız şeyi yapıp yapmadığını izleyeceğiz.

Çocuklarımız harika ve onları çok seviyoruz ancak yaptığımız ya da söylediğimiz şeyleri anlayıp anlamadıklarını merak ettiğim zamanlar oluyor. En iyi günlerinde, çok eğlenceliler. En kötü günlerinde, akraba olup olmadığımızı merak ediyorum. Bazen sanki tüm işimizin anlamsız olduğunu hissediyoruz ve sanki bu ebeveynlik işinden elimizi ayağımızı çekmeliyiz gibi geliyor.

Ancak o anlarda, geleceği hatırlamak dayanmamıza yardım eder. Aynı dersi bininci kez tekrar edeceğiz çünkü biliyoruz ki bu, toplumda işlevi olan bir üye yetiştirmenin bir parçasıdır. Biliyoruz ki bir gün tüm bu zor iş için yaptıklarımızın değdiğini net bir şekilde göreceğiz. Tanrı’nın lütfu sayesinde çocuklarımız sorumlu yetişkinler olarak ortaya çıktıkları zaman bu günlük angaryaya dayanmanın değdiğini göreceğiz.

Burada Hristiyan yaşamıyla alakalı bir benzetme var. Açıkçası, Mesih’in geçmişte ne yaptığını ve şu an ne yaptığını gerektiğinde hatırlamak yeterli değildir. Geleceği de hatırlamalıyız. Pavlus bunu bize dirilişin tarihselliğini ve Rab’bin geçmişte yaptığı şeyin tartışılmaz olduğunu savunarak 1. Korintliler 15’te gösteriyor. Eğer Mesih dirilmediyse umudumuz olamaz. Fakat Elçi bu bölümde sadece geçmişe odaklanmıyor. Kurtarıcımızın geçmişteki dirilişini, dirilişimizin umudunu ve yeni bir yaratılışın gelecekteki gerçekliğini göstermek için kullanıyor. Pavlus geçmişi hatırlıyor ve bunu geleceğe bağlıyor. Aslında geçmişi ve Mesih’in geçmişte yaptıklarını hatırlamamızın bir nedeni de geleceği hatırlayabilmemizdir. O’nun geçmişteki vaatlerini yerine getirmesi bize gelecekle ilgili vaatlerini de gerçekleştireceğini garanti eder.

Hiçbir kitap insan doğasını Kutsal Kitap’tan daha iyi anlayamaz. Dolayısıyla Tanrı’nın gelecekte yapacaklarını hatırlamak için çok fazla tavsiyenin olması şaşırtıcı değildir. İnsan yaşamının iyi şeylere sahip olması için heyecanla beklemenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Depresyon, insanların dört gözle bekledikleri şeyler olmadığını sandığında ortaya çıkıyor. Bazı insanlar emekliliğe çok iyi bakmazlar çünkü eğer peşinde koşacakları bir işleri yoksa amaçları olmadığını düşünürler.

Dört gözle beklemek için bir şeye sahip olmak iyi bir yaşam için kriterse, kararlılıkla emin bir gelecek için imana sahip olmak bizim için ne kadar daha kritiktir? Hayat kolay değildir. Hastalıklar yaşarız. Diğer insanlar canımızı sıkar. Beklenmedik krizler birikimlerimizi tüketir. Fakat Hristiyan inancı bize tüm bunların ortasında umut verir, yeni bir yaratılışın geleceğinin ve Mesih’in her şeyi doğru yapacağının umudu.

Mesih’te sahip olduğumuz kesin geleceği hatırlamazsak, bu dünyanın rahatlatıcı şeyleriyle ayartılırız. Acı çekmeyi reddederek, pes eder ve kendimizden ödün veririz. Ne de olsa, Mesih’e iman etmenin gerektirdiği şey olan bu kültüre karşı yüzmektense, akıntıya katılmak daha kolaydır. Akıntıya karşı yüzmek zordur ama tarif edilemez büyük bir şeyin bizi beklediğini hatırladığımızda Tanrı’nın lütfuna dayanır ve yüzmeye devam ederiz.

Kutsal Yazılar bize geleceğe dair anlık görüntüler verir ancak Elçiler bile bize geleceğin ne kadar inanılmaz olacağını anlatabilecek sözlere sahip değildiler.

“Tanrı’nın kendisini sevenler için hazırladıklarını
Hiçbir göz görmedi,
Hiçbir kulak duymadı,
Hiçbir insan yüreği kavramadı”
1. Korintliler 2:9

Gelin şunu hatırlayalım, İsa’yı ölümden dirilten Rab bizim için öyle şaşırtıcı bir şey hazırladı ki, şu an kavranamaz. Tanrı’nın bizim için hazırladığı şeyi gelecek olan yeni yaratılışı hatırlayalım. (Vahiy 21) O zaman sahip olacağımız şey Rab için şu an yaptığımız her şeyi buna değer yapacaktır.

Robert Rothwell