Bize Ulaşın
viachristushizmetleri@gmail.com

EVLİLİĞE KUTSAL KİTAPSAL BAKIŞ

TANIM

Evliliğe Kutsal Kitapsal açıdan baktığımızda şunları söyleyebiliriz. Farklı ailelerden gelen, bir erkek ve bir kadının, Tanrı’ya hizmet etmek amacıyla kurduğu gönüllü, cinsel ve sosyal bir birliktir evlilik.

ÖZET

Evlilik ilk olarak yaratılış sırasında Tanrı tarafından kurulmuştur, insan yaşamına değişmez bir temel olması için Tanrı tarafından verilmiştir. Evlilik, çocuklar, sadık bir ilişki ve düzgün bir cinsellik düzeni aracılığıyla insanlığın Tanrı’ya hizmet edebilmesi için var edilmiştir. Bu birlik Tanrı’nın, gelini olan halkıyla, yani Mesih’in kilisesiyle olan birliğini kendine model edinmiştir. Evlilik içerisinde, kocalar fedakar bir önderlik rolü üstlenmeye, karılarıda kocalarına tanrısal bir itaatle yaşamaya çağırılırlar. Bu kuruluş bize gelinini almak için geri dönen, evliliği lütuf müjdesinin yaşayan bir resmi yapan Mesih’teki umudumuzu gösterir.

Bu çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk olarak, evliliğin ne tür bir “şey” olduğunu göz önünde bulunduracağız. Bu tuhaf bir başlangıç gibi görünebilir ama çalışmamızın temelini oluşturur. Daha sonra, evliliğin amacını tartışacağız. Ve son olarak, tanımsal soruyu soracağız: evlilik nedir?

Evliliğin Doğası

Evlilik Tanrı’nın Yaratılış Düzeninin bir kurumudur.

Kültürler evlilikle alakalı soruları ve cinsel ilişkilerin ahlak kurallarını tartıştıklarında evliliğin esasen Tanrı’dan “gelen” bir şey olduğunu düşünenlerle bunu kültürel bir yapı olarak kabul edenler arasında temel bir bölünme olur. Matta 19’da İsa’ya boşanma hakkında bir soru sorulduğunda Yaratılış 1 ve 2’deki öğretiyi tekrarlayarak cevabına başlar:

“Kutsal Yazıları okumadınız mı? Yaratan Tanrı başlangıçta ‘İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı’ [Yaratılış 1:27] ve şöyle dedi: “Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.’ [Yaratılış 2:18]” (Matta 19:4-5).

Bizi Yaratılış’a geri götürerek İsa Yaratılış’taki öğretiyi tekrarlar, öyle ki insanlık iki farklı cinsiyet olarak yaratılmıştır (erkek ve kadın) ve evlilik kurumu Tanrı tarafından “verilmiştir”. Bu verme işi hem “verilmiş ve tartışılamaz” hem de “armağan olarak verilmiş” manasına gelir. Profesör Oliver O’Donovan’ın yazdığına göre yaratılış düzeni “tarih sırası içinde tartışılmaz”dır ve “ne ihtimal dehşetlerinin ne de sanat becerisinin alt üst edebileceği bir şeyin parçasıdır. Özgürlüğümüzün kapsamını ve korkularımızın sınırlarını tanımlar” (Oliver O’Donovan, Resurrection and Moral Order, 2nd ed., 61). Evlilik iyi ve sabit bir kurumdur. İnsan kültürleri onu tekrar icat etmeye veya yeniden şekillendirmeye çalışabilir fakat Tanrı’nın gücü altında insan hayatı için değişmez bir temel olarak durur.

Evliliğin, tabi ki de, çeşitli birçok kültürel ifadesi vardır. İnsanlar evliliğe çeşitli törenler aracılığıyla girer ve farklı yollarla evlenmek üzere nişanlanırlar. Fakat, esasen, bu kurum Yaratılış Düzeni’nin bir parçasıdır. Bu nedenle, Kutsal Kitap’tan bunun amacını ve tanımını keşfedebiliriz (bakınız G. W. Bromily, God and Marriage).

Evliliğin Amacı

Evlilik, çocuklar, sadık bir ilişki ve düzgün bir cinsellik düzeni aracılığıyla insanlığın Tanrı’ya hizmet edebilmesi için var edilmiştir.

“Tanrı evliliği hangi amaç için yarattı?” sorusunu sormak hem teolojik açıdan önemlidir hem de pastörel açıdan bize yardımcı olur. Belirli bir çift evliliğe adım attığında doğal olarak ilk başta hangi umuda ve hırsa sahip olduklarını sorguluyoruz.

Fakat bunu yapmadan önce Tanrı’nın evlilik kurumunu neden yarattığını temelde sormamız gerekir. Kutsal Kitap bize bu sorunun üç temel cevabı olduğunu öğretir. Fakat bunlara bakmadan önce her şeyi kapsayan bir temaya dikkat etmeliyiz: Tanrı’nın, kendi dünyasındaki hizmeti.

Yaratılış 2:15’te, “Rab Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem’i oraya koydu.” Adem bahçıvandı; Tanrı’nın bahçesinin koruyucusu ve çiftçisiydi. Bu bağlamda Yaratılış 2:18’de şunu okuyoruz, “Sonra, “Adem’in yalnız kalması iyi değil” dedi, “ Ona uygun bir yardımcı yaratacağım. ”Kutsal Yazılar’ı dikkatli bir şekilde çalışmak bu bağlamın ne öne sürdüğünü saptayacaktır, bu da, Adem’in yalnızlık probleminin ilişkisel bir yalnızlığın olması değil daha ziyade başarması gereken görevin çok büyük olmasıydı: Adem’in bir arkadaş yada sevgiliden çok (öyle ki kadın bunları sağlayacaktı) bir “yardımcı”ya ihtiyacı vardı, öyle ki, bahçeyi korumak ve ona bakmak için beraberinde çalışsın (Christopher Ash, Marriage: Sex in the Service of God).

Bunu kabul ettiğimizde, evlilik üzerinde yaptığımız çalışmaya farklı bir gözle bakabiliriz ve bizi neyin memnun ettiğini veya neyin bize haz verdiğini düşünmekten ziyade, Tanrı’nın amaçlarına neyin hizmet edeceğine odaklanmamızı sağlar. Mantığa aykırı gelsede, en sağlam ve mutlu evlilikler kendi dertlerinden öteye, Tanrı’ya ve Tanrı’nın dünyasındakilere bakan, Tanrı’yı ve komşusunu severek hizmet etmeye çalışan evliliklerdir.

Tanrı hizmeti altınadaki bu her şeyi kapsayan temele, evliliğin üç geleneksel Kutsal Kitapsal “iyiliğini” (veya faydasını) koyabiliriz: üreme, ilişki ve sosyal düzen.

Üreme

Yaratılış 1:27-28’de insanlığın erkek ve dişi olarak yaratılışı hemen “Verimli olun, çoğalın. Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın” şeklinde bereketlenmemize bağlandı. Bu demektir ki, evliliğin Tanrı’ya hizmet için önderlik ettiği ilk yol üremedir ve sonrasında çocukların tanrısal bir biçimde yetiştirilmesidir. Çocuklar Tanrı’dan gelen bir berekettir. Her evli çift bu berekete sahip değildir. Bu olmadığında üzüntü yaratır. Evlilik hala bir evliliktir ve çocuklar olmadan da Tanrı’yı derinden onurlandırabilirler. Her ne kadar çocuk sahibi olmak, pahalı ve özveri istesede, bizim için büyük bir berekettirler. Çocuklar “Rab’bin terbiye ve öğüdüyle büyüsün” (Efesliler 6:4) ve dünyanın bahçıvanları olarak, onu işleyen kişiler olarak yaşasınlar diye dua edelim.

İlişki

Evlilik içerisinde cinsel arzu ve haz Kutsal Yazılar içerisinde net bir şekilde onaylanır (örneğin Süleyman’ın Özdeyişleri 5:18-19; Ezgiler Ezgisi). Evliliğin iyiliğini inkar etmek Aden bahçesinde Tanrı’nın iyiliğini sorgulayan yılanın tarafında olmak gibidir (Yaratılış 3:1; 1.Timoteos 4:1-5).

Tanrı’nın halkıyla olan antlaşma ilişkisi Rab’bin koca ve halkının da gelin olduğu bir evlilik şeklinde betimlenmiştir (örneğin Yeşaya 62: 5). Yeni Antlaşma’da bu tema Damat olan Mesih’in, gelini olan kiliseyle yaptığı evlilik olarak yeni bir perde açar (örneğin Efesliler 5:22-33).

Evlilik içerisindeki cinsel samimiyet Tanrı’yı onurlandıran bir haz ve sadakat ilişkisi inşa ederek Tanrı’ya hizmet etmek için tasarlanmıştır, bu samimiyet Mesih’in kilisesinin tamamının damat Mesih’ten haz alacağı o son günlerde yaşanacak olan samimi ilişkiyi betimler. Evlenen çiftler için daha yüksek bir çağrı olduğunu hayal etmek zordur (bakınız Timothy ve Kathy Keller, The Meaning of Marriage).

Sosyal Düzen

Kutsal Kitap cinsel arzunun, hem erkek hem de kadının (tüm farklılıklarıyla) gücü konusunda ve Tanrı’nın uygun düzenine yönlendirilmediklerinde bu arzuların sebep olduğu kaos ve düzensizlik ihtimalleri konusunda gerçekçidir. Yedinci emrin yasakladığı zina (Mısır’dan Çıkış 20: 14) hem Eski hem de Yeni Antlaşma’da bulunan ve her çeşit cinsel ahlaksızlığı yasaklayan öğreti buzulunun görünen kısmı olarak işlev görür. Antlaşma birliğine ait bir erkek ve kadının evliliği dışında bulundukları tüm cinsel ilişkiler, Kutsal Kitap’ta cinsel ahlaksızlık olarak tanımlanır. Kutsal Kitap “çıplaklığı” (cinsel çıplaklık, cinsel uyarılma bağlamında) özel olarak korur ve bu nedenle pornografiyi, tecavüzü, kadınları taciz etmeyi, bir erkeğin bir erkekle yaptığı, bir erkekle birkaç kadın arasında yapılan, bir kadının bir kadınla yaptığı, bir kadının birkaç erkekle yaptığı ve insanlarla havyalar arasında yapılan cinsel ilişkiyi yasaklar.

Cinsel ifade konusundaki bu sınırlandırmalar, aslında her toplumda iyi ve gerekli bir cinsel düzen kurulmasına yardımcı olur. Bu çiğnenirse ve özellikle kültürün tamamı tarafından çiğnenirse cinsel kaos meydana gelir ve yaşamlar çaresizce hasar görür.

Evliliğin Tanımı

Evlilik farklı ailelerden gelen bir erkek ve bir kadının gönüllü olarak oluşturdukları cinsel ve sosyal bir birliktir. Bu birlik Tanrı’nın, gelini sayılan halkıyla yaptığı, Mesih’in kilisesiyle olan birliğini kendine model alır. Bu birliğin esası Tanrı’nın özel cinsel sadakate yaptığı çağrıdır (Christopher Ash, Marriage: Sex in the Service of God).

Kutsal Kitap’ın yaptığı tanımı aşağıdaki maddelere göre özetleyebiliriz.

Razı Olma

Evlilik gönüllü bir birliktir. Kutsal Kitap tecavüzü ve zorla yapılan evliliği kınar (örneğin 2.Samuel 13: 14). Bir erkek ve bir kadın arasındaki evlilik rıza ile olmalıdır. Bu rızayla cinsel varlıklar olarak sahip oldukları her şeyi birbirine vermeyi kabul ederler (1.Korintliler 7: 2-4). Böylesine bir kabul etme şüphesizki, içine girdikleri bu kurumun doğasını iyi anlamalarını gerektirir.

Halka Açık

Evlilik diğer insanların önünde yaşanan bir birliktir. İlişki her ne kadar özel olsa da, özel olması gerekse de, bu birliğin doğası insanların önünde yaşanmasıdır, halka açık olmasıdır. Erkek ve kadın ikisinden biri ölene dek birbirine sadık olacağına tanıklar önünde söz verir.

Evlenmeden birlikte yaşamak erkek ve kadının tam olarak neye razı olduğu hakkında belirsizliğe neden olur. İkisi arasında genellikle farklı anlayışlar olur. Fakat bir erkek bir kadınla evlendiğinde böyle bir belirsizlik olmaz. Her biri insanların önünde, yaşadıkları sosyal çevrede, yaşam boyu sürecek olan sadakat sözlerini vermiştir. Sağlıklı bir toplumda, toplumun desteği evli çifte verilir. Ayrıca evliliği bozan bir kocanın veya karının ödemesi gereken sosyal bir bedel de vardır.

Bir Erkek Ve Bir Kadın: Heteroseksüel

Evlilik bir erkek ve bir kadın arasında olur. Tanrı insanlığı bu şekilde yarattı. Bir toplum aynı cinsten iki insanın ilişkisini “evlilik” diye adlandırabilir ama Tanrı’nın gözünde bu asla olamaz.

Bir Erkek Ve Bir Kadın: Tek Eşli

Evlilik bir erkek ve bir kadın arasında olur. Çok eşlilik Eski Antlaşma’da kaydedilmiş olsa da asla onaylanmamıştır. İsa açıkça bir erkek ve bir kadının Yaratılış düzenini onaylamıştır (örneğin Matta 19:5-6 “artık iki değil, tek beden”).

Farklı Ailelerden

Kutsal Kitap kan bağı (akrabalık) veya evlilik yoluyla (yakınlık) yakın akraba ile yapılan cinsel yakınlaşmayı (ensest ilişki) sürekli kınamaktadır. Levililer 18 bu soruyu ele alan en net ve en güçlü Eski Antlaşma metnidir. 1.Korintliler 5 bir adamın üvey annesiyle olan cinsel ilişkisini kınar.

Hristiyanlar ne ensest ilişkiler konusundaki yasakların temelinde yatan mantığı ne de ensest ilişkiler konusunda ki sınırlarının nereye çizilmesi gerektiği hakkında her zaman fikir birliğinde olmuş sayılmazlar. En doğru şey, mantıklı olan şey aile çemberindeki kişileri, yakın bir akrabasını potansiyel bir cinsel partner olarak gören kişilerin yıkıcı tavırlarından, korumaktır. Bu mantık eğer doğruysa ensest ilişkiler hakkındaki yasakların kesin ölçütleri “yakın aile” sayılan kavrama bağlı olabilir (bakınız Christopher Ash, Marriage: Sex in the Service of God).

Kilisesiyle Beraber Mesih Modeli

Üç Yeni Antlaşma pasajı açıkça kocaları ve kadınları ele alır: Efesliler 5:22-23; Koloseliler 3:18-19; 1.Petrus 3:1-7. Bu pasajlarda kocaların fedakarca önderlik etmeleri ve kadınların da kocalarına tanrısal bir bağla bağlanmaları gerektiği bize öğretilir. Böyle bir modelle, çoğu modern kültürde ve bazı kiliselerde fazlasıyla alay edilir ve bu model reddedilir.

Bu soruyu düşünürken “bağlı olma” sözcüğünün türetildiği “düzen” veya “ayar” (Yunanca taxis) fikriyle başlamalıyız. Yeni Antlaşma’da bu konsept (a) her şeyin Tanrı’ya ve Mesih’e bağımlı olması (örneğin Efesliler 1:22), (b) Oğul’un Tanrı’ya bağımlı olması (1.Korintliler 15:24-28), (c) imanlının Tanrı’ya bağımlı olması (örneğin Yakup 4:7), (d) imanlının baştaki yönetime bağlı olması (örneğin Romalılar 13:1-7), (e) kölelerin efendilerine bağımlı olması (örneğin Titus 2: 9), (f) kilise üyelerinin önderlerine bağlı kalması (İbraniler 13: 17), (g) çocukların anne baba sözü dinlemesi (örneğin Efesliler 6: 1) ve (h) kadınların kocalarına bağımlı olması (Efesliler 5: 24) şeklinde görülür. Bu listede garip olan kölelerin efendilerine olan bağımlılığıdır çünkü yaratılışta teolojik bir temeli yoktur, ve aslında Kutsal Kitap radikal bir şekilde kölelik kurumunun temelini çürütür.

Bir kadının bağlı oluşu gönüllü bir bağlılık olmalıdır, Tanrı’ya olan tanrısal bağlılığının bir ifadesidir. Bir kocanın liderliğinin bir bedeli olmalıdır, Mesih’in kilisesine olan sevgisini kendine model almalıdır. Nihayetinde bu model güzeldir ve yaşam verir. Bu, (1) zalim bir koca, (2) kocasıyla partner olmayı beceremeyen ve pasif olan bir kadın, (3) isyankar bir kadın ve (4) sorumluluklarından kaçan bir koca tarafından yıkılabilir.

Yaşam Boyu Süren Sadakat

Sadakat veya sadık sevgi evlilik ilişkisinin kalbinde olmalıdır. Evlilik hislerimizde dayanmaz (bunlar gelip geçicidir), ancak evlilik bir vaadi yerine getirmekle ilgilidir. Kutsal Yazılar evliliğin Tanrı’nın tanık olduğu bir antlaşma olduğundan bahseder (örneğin Malaki 2:14). Bir erkek ve bir kadın evlendiğinde (imanlı olsalar da olmasalar da) Tanrı tarafından bir araya getirilirler (örneğin Markos 10: 8, 9). Tanrı’nın bir araya getirdiğini ne bu çiftten biri ne de başkası ayıramaz.

Sonuç: Evlilik ve Tanrı’nın Lütfu

İsa’nın müjdesi cinsel yanlışlara karşı lütuf getirir. Özellikle cinsel günahlara odaklanan bir listeden sonra Pavlus şöyle yazar, “Bazılarınız böyleydiniz; ama yıkandınız, kutsal kılındınız, Rab İsa Mesih adıyla ve Tanrımız’ın Ruhu aracılığıyla aklandınız” (1.Korintliler 6:11). Hepimiz cinsel günahlarla yaralandık, ya kendi hatalarımızla, ya düşüncelerimizle, ya gördüklerimizle, ya okuduklarımızla ya da yaptıklarımızla. Müjdede ise bağışlanma ve arınmanın getirdiği sevince sahip oluyoruz. Sevinçle Mesih’te bulduğumuz arınmayı başkalarına sunuyoruz.

Christopher Ash