Bize Ulaşın
viachristushizmetleri@gmail.com

Bilgi

Hristiyanların sadece ilahiyat açısından doğru (ortodoks) görülenleri değil, kilise tarihinde sapkın inanış olarak değerlendirilen fikirleri de bilmesinin önemli ve değerli olduğuna inanıyorum. Bunun bir sebebi, ortodoksluğun gelişimini sapkın inanışların zorladığını anlamadan ortodoksluğun anlamını takdir etmenin neredeyse imkansız olmasıdır. Günümüzde ortodoksluk (Doğu Ortodoksluğu değil, “öğreti açısından doğruluk” anlamında) olarak bildiğimiz kavram, Grek mitolojisindeki Athena’nın Zeus’un başından çıkması gibi bir anda kilisede ortaya çıkmadı, sapkın inanışlara karşı verilen mücadeleler sırasında gelişti. Üçlü Birlikle ilgili ortodoks dogmayı iyice anlayabilmek için dördüncü yüzyılda Tanrı’nın ebedi üçlüğü inanışına meydan okuyan İskenderiyeli Arius’un öğretişlerini anlamak gerekir.
Roger E. Olson

Bu noktada öğretiye dayalı bilgiyle ruhsal bilgi arasında büyük fark olduğunu vurgulamak istiyorum. Öğretiye dayalı bilgi sadece akıl gerektirir ama ruhsal bilgi yürekte hissedilen duyudur, Hristiyan öğretilerinde kutsallığın güzelliğini bu duyuyla görürüz. Ruhsal bilgi aklı ve yüreği her zaman birlikte ister. Kutsal Yazı’nın bir öğretisinin ne anlama geldiğini anlamak için aklı, bu anlamın kutsal güzelliğini tatmak için yüreği gereksiniriz.

 

İnsanın aklında öğretilerle ilgili çok bilgi bulunabilir, yine de bu öğretilerin kutsallığının ve güzelliğinin tadına varmaz. Kafasının içini aklıyla bilir ama yüreğini ruhuyla bilmez. Sadece öğretiye dayanan bilgi bala bakan ve dokunan biri gibidir. Ruhsal bilgi balın tadının tatlılığını dudaklarında hisseden biri gibidir. Bal konusunda sadece bakan ve dokunan birinden daha çok bilgisi vardır!
Jonathan Edwards

Gerçekle savaşarak, aslında farkında olmadan kendimizle savaşıyoruz. Hayat için son derece önemli olmasından dolayı, gerçeği bilmemeyi tercih edemeyiz ancak bir yandan da, gerçeği benimsemekte güçlük çekiyoruz. Jonathan Edwards’a göre, “Sahip olabileceğimiz bütün bilgiler arasında en önemli olan, Tanrı bilgisi ve kendimize ilişkin bilgidir.”

 

Ancak tövbeye yanaşmayan kişiler olmaya devam ettiğimiz sürece, Tanrı bilgisi ve kendimize ilişkin bilgi, en nefret ettiğimiz bilgidir. Bilmeyi istesek bile, keşfettiğimiz gerçek hoşumuza gitmez. Kutsal bir Tanrı korkutucu olduğundan, kendi günahkarlığımızın ve Tanrı’nın kutsallığının derinliğine ilişkin gerçeğe boyun eğmektense, yalana, herhangi bir yalana inanmayı tercih ederiz.
Jeffrey D. Johnson

Yakup kitabı üzerine yaptığı yorumda Peter Davids şöyle der:

 

Kişinin Kutsal Yazı bilgisi ne kadar fazla veya hafızası ne kadar muhteşem olursa olsun eğer sahip oldukları bundan ibaretse kendini kandırır. Gerçek bilgi, uygulamaya girişmektir ve sonuçta önemli olan Söz’e olan itaattir.
C. J. Mahaney